İnsan ömrü, gelişen sağlık hizmetleri, erken tanı yöntemleri, düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve diğer faktörler ile giderek uzamaktadır. Ömrün uzaması ile birlikle fiziksel görünümde oluşan sorunların da düzeltilmesi bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır. Plastik Cerrahi günümüzde gerek ameliyatlar ile gerekse ameliyatsız yöntemlerle görünümün gençleştirilmesini sağlayabilmektedir.

Yaşlanma kişiden kişiye farklılıklar sergileyen karmaşık bir süreçtir. Bu süreçte kişinin genetik yapısı kadar çevresel faktörler, alkol ve sigara tüketimi ve güneş ışığına maruz kalma da önemli rol oynamaktadır. Yaşlanma sürecinde cildin kolajen ve elastin liflerinin miktar ve dağılımı kişiler arasındaki farklılığın temel nedenlerindendir. Kolajen ve elastinden zengin bir cilt-ciltaltı dokuya sahip bireylerde yoksul olanlara göre sarkıklık ve kırışma daha geç ortaya çıkmaktadır. Bu tip cilt yapısına sahip olan hastalarda tedaviye yanıt da daha iyi ve uzun süreli olabilmektedir.

Yaşlanmanın ilk belirtileri alt ve üst göz kapaklarında torbalaşma ve sarkma ile kendini gösterirken ilerleyen dönemde yanaklarda çökme, kaşlarda sarkma, dudak yanak geçiş hattının derinleşmesi, çene hattında belirginliğin azalması, çene boyun geçişinin silikleşmesi ve mimik çizgilerinin derinleşmesi gözlenmektedir.

Modern çağ insanların daha genç görünmesi için plastik cerrahlara değişik yöntemleri ve teknikleri sunmuştur. Bu yöntemler içerisinde yüz gençleştirme, orta yüz germe, boyun germe,  kaş asma, endoskopik alın germe, yağ enjeksiyonları çene ve elmacık kemiği ameliyatları ile botox, dolgu, lazer ve radyofrekans uygulamaları sayılabilmektedir. Tüm bu sayılan yöntemler tek tek olabildiği gibi kimi zaman kombine edilerek de kullanılabilmektedir. Tüm bunlara rağmen tedavinin etkin ve uzun soluklu olabilmesi için dengeli ve düzenli beslenme, egzersiz yapma, sigara ve alkol tüketimi ile güneş ışığından kaçınma son derece önemlidir.

Yüz derisi yüzeyel işlemleri:

Yüzeyel gençleştirme işlemleri arasında fraksiyone veya ablative lazer uygulamaları, dermabrazyon (soyma) peeling (kimyasal soyma) enjeksiyonlar ve dermaroller uygulamaları sayılabilmektedir. Bu yöntemlerin ortak özellikleri derinin yüzeyel katmanlarında oluşturulan etki ile yüzeyel rejenerasyonu arttırmalarıdır.

Germe ameliyatları:

Yüz germe, boyun germe, orta yüz germe, alın germe, kaş asma, endoskopik orta yüz ve alın germe, alt ve üst göz kapağı torbalanma düzeltme işlemleri sayılabilir. Bu ameliyatlar ile sarkmış olan cilt ciltaltı dokuların orjinal alanlarına gerilerek çekilip sabitlenmesi sağlanır. Yüz germe işlemleri MACS lift, Smas Plikasyonu, High Smas Lift, Mini Face lift gibi teknikler sayılabilmektedir. Herbir tekniğin hastanın klinik durumuna ve ihtiyacına gore değişen avantaj ve dezavantajları vardır. Doğru yöntem hasta hekim görüşmesi sonrası tayin edilebilir.

Yüz dolgunlaştırıcı işlemler:

Zaman, estetik açıdan insanoğlunun aleyhinde çalışır. Buna yerçekimi ve güneşin etkileri de eklenince yaşlanmanın etkileri katlanarark ortaya çıkar. Bu durum orta ve hatta genç sayılabilecek yaşlarda bile daha genç görünme arzusunu ortaya çıkarır. Aşırı sarkıklıklar ve yaşlanma etkisine germe ameliyatları ile çözüm bulunabilmekte iken oluşmuş hacim kaybının düzeltilmesi için volüm arttırıcı işlemler ile daha iyi estetik sonuç elde edilebilmektedir. Daha genç yaşta olan hastalar ise sarkıklık söz konusu olmadığı için sözü edilen hacim kaybının yerine konması ile daha genç bir görünüme kavuşabilmektedir. Bu amaçla yağ enjeksiyonları dolgu enjeksiyonları, medpor veya silikon protezler ile elmacık kemikleri ve çene ucunun dolgunlaştırılması gibi girişimler uygulanabilmektedir.

Sıkılaştırıcı işlemler:

Ameliyat ile elde edilen sonuçların etkinliğini arttırmak ve sonuçun daha uzun süre devamını sağlamak amacıyla bazı sıkılaştırma işlemlerine ihtiyaç duyulabilir. Bu amaçla radyofrekans (termage) ile cilt-ciltaltı dokuların desteklenmesi sözkonusu olabilir. Ancak bu sıkılaştırma yöntemleri tek başına etkinliği ve verimi sorgulanagelmiş tekniklerdir.